Cumhuriyet Halk Partisi Konak İlçe Başkanlığı tarafından ülkedeki ilaç stoğunun olmamasına karşı basın açıklaması yapıldı.
CHP Konak İlçe Başkanlığı Sıhhat Kurulu Türkiye’deki ilaç yokluğuna karşı Güzelyalı Parkında açıklamada bulundu. Açıklmayı ise Sıhhat Kurulu Lideri Barış Özgen Gerçekleştirdi. “Bu yıl Türkiye’de evvelki yıllara nazaran daha farklı bir ilaç yokluğuyla karşı karşıyayız” sözlerini kullanan Özgen bu sorunun önemli bir boyutta ülke gündemine gelmesi gerektiği vurgusunu yaptı.
‘Kronikleşme kelam konusu’
CHP Sıhhat Kurulu Misyonunu yürüten Özgen, “Bu yıl Türkiye’de evvelki yıllara nazaran daha farklı bir ilaç yokluğuyla karşı karşıyayız. Evvelki yıllarda yalnızca Ocak ve Şubat aylarında görülen ve sonrasında ilaç fiyatlarının artışıyla birlikte sonlanan ilaç düşüncesinin artık tüm yıla yayılma ve giderek kronikleşmesi tehlikesi kelam mevzusudur. Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu’nun (TİTCK) ilaç fiyatlandırmasında euro kurunu bu yıl için 4.57’den 6.29 liraya yükseltmesinin akabinde 19 Şubat’tan itibaren tüm ilaçlara yüzde 37 oranında artırım yapılmıştır. Şu an şimdiki haliyle 16,27 TL civarında olan ve önümüzdeki süreçte daha da yükselme eğilimi taşıyan euro kurunun bir yıl boyunca ilaç için 6.29’a sabitlenmesinin yaratacağı problemlerin çok boyutlu önemli bir krize neden olacağı çıplak bir gerçektir” dedi.
‘Buradan Soruyoruz’
Özgen ‘ey AKP’ diye seslenerek 5 çeteye ve yandaş mütehaitlere verlinen döviz garantili ihalelerde euro kurunun sabit tutulmasına yönelik mazot, gübre vb. işlerde de döviz kurlarının sabit tutuldu mu diye soru yöneltti. Devamında ise Özgen, “Şimdi buradan soralım; Eeeyyyyy AKP! 5 li çeteye, yandaş müteahhitlere verdiğiniz döviz garantili ihalelerde de euro kurunuz bu yıl için sabit 6,29 mu! Çiftcinin tarlasını sürmek için kullandığı mazottaki euro kuru da 6,29 mu? Gariban çiftcinin tarlasına atacağı gübrenin fiyat hesabında da euro kuru 6,29 mu!İşte bu durum AKP iktidarında halk sıhhatinin ne kadar ucuz, 5 li çeteye, yandaşa ve kendi oligarklarına hortumlatılan ülkenin parasının ise ne kadar legal olduğunun göstergesidir. Hasebiyle bu yıl fiyatlarda yapılan 37 lik artış, gerçekçi bir kur fiyatı belirlenmediği için maalesef hala sıkıntıya deva olmamış ve ilaç firmalarının ilacı kısıtlı olarak piyasaya vermeye devam etmeleri nedeni ile problem tüm yıla yayılma sinyalleri vermeye başlamıştır.İktidarın 20 yıldır ülkeyi getirdiği noktada, bu kara kışta, beşerler elektrik yakamıyor, doğal gaz yakamıyor, pazardan marketten besin alamıyor hasta oluyor; eczaneye gidince de ilaç bulamıyor.Hastalar ellerinde reçete ile kapı kapı eczane dolaşarak ilaç aramakta ya da eksik ilaçlarını tamamlamaya çalışmaktadır” diye belirtti.
‘Eczacılarla vatandaşlarımız karşı karşıya gelmektedir’
Eczane raflarında 5 ilaçtan biri bulunmamaktadır diye belirten Özgen, “Eczane raflarında neredeyse 5 ilaçtan biri bulunamamaktadır. Diyabet, tansiyon ilaçları, kanser ilaçlarının yanı sıra soğuk algınlığı ilaçları, burun damlaları, burun spreyleri, kimi antibiyotik şuruplar, tüp bebek ilaçları, göz damlalarının tedarikinde dahi sorun yaşanmaktadır. Halkın en yakın sıhhat danışmanı olan eczacılarla vatandaşlarımız karşı karşıya gelmektedir. Tek adam rejiminin akıl almaz, izah edilemez iktisat siyasetleri sonucu TL nin dehşetli paha kaybı ile geldiğimiz kriz ortamında ise bu iktidarın tıkanan iktisat siyasetleri için tek adam idaresiyle reçete yazabilmesi de artık imkansız hale gelmiştir. Yakın vakitte bu tek adam rejimi reçete – ilaç işini de kararnameyle yaparsa şaşırmamak lazım. Ülkede gelinen noktada tek adam rejimi sebep, yaşanan yoksulluk ve kriz ise sonuçtur. Bu duruma; ülkemizin ekonomik krizinin üstüne idare krizini de eklediğimizde ülke denetimi iktidarın elinden çoktan çıkmış bulunmaktadır” sözlerini kullandı.
‘Halkın refahı için geliyor gelmekte’
Bu meselelerin tahlili olarak CHP iktidarlığını işaret eden Özgen son olarak şu tabirleri kullandı; “Sonuç olarak; ülkemizde ki ilaç zahmetini kısa vadede rahatlatmak için yapılması gereken şey hemen 13 yıldır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesi, ilaçtaki sabit kur güncellemesinin düzenleme ile yılda birkaç defa yapılmasıdır. Böylece güya Allah Kelamıymış üzere her yıl şubat ayında artırım ölçüsünün belirlenmesine bağlı olarak yaşanılan ilaç krizinin de önüne geçilmiş olacaktır. Kalıcı tahlil ise yanlış ilaç siyasetlerinden bir an evvel vazgeçerek ilaçta dışa bağımlılığı azaltacak yerli ve ulusal ilaç siyasetimiz için yol haritasını belirlemek ve uygulamaktır. Bu da yirmi yıldır denenmişi tekrar deneyerek değil; kelamda değil özde yerli ve ulusal bir iktidarla mümkün olacağından, halk sıhhati için, kamu faydası için, halkın refahı için geliyor gelmekte olan diyorum ve hepinizi tekrar sevgi ve hürmetle selamlıyorum.”
Artık son kullanma tarihi geçeni değiştirme vakti
Ülkenin son devirlerde sıhhat dalında yaşadığı sıkıntılar hakkında konuşma yapan CHP Konak İlçe sekreterlik misyonunu yürüten Aslı Değirmenci şu tabirleri kullandı; Türkiye’yi tam 19 yıldır yönettiğini sav edenler, bugün dönüp baktığımızda adeta kendilerine babadan, atadan kalan mirası yiyen, hayatta gelecek tasası olmayan, battığı çukurdan bir haber olan varlıklı meskenin şımarık çocuğundan farksız durumdadırlar. Geldiğimiz noktada ekonomik borçlarla dolu bir bataklığın içinde kalmış olan vatandaşlarımız, kendini gün geçtikçe bu girdabın içine çekmeye devam eden Akp idaresiyle çaba etmekten bıkmış ve yılmış durumdadır. Bu girdabın son ve en güçlü dalgalarından bir tanesi de bugün yaşamış olduğumuz, ilaç yoksulluğudur ve yokluğudur. Teknolojinin tarihin en yüksek düzeylerinde ki gelişimlerine tanıklık ettiğimiz, gelişmiş dünya ülkelerinin canlıları klonlamayı başardığı bir devirde, 2022 yılında, biz bu cennet vatanda ilaç yokluğu çekiyorsak, bunun sorumlularının son kullanma tarihi çoktan geçmiş demektir. Artık son kullanma tarihi geçeni değiştirme vakti geldi. Aklımıza, sıhhatimize, huzurumuza, bayrağımıza uzun müddettir ziyan veren şahsım hükümeti artık tarihin derinliklerine gömülmek üzeredir. Buradan özellikle Ak Parti’ye ve MHP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum: Biliyoruz, gidişattan siz de şad değilsiniz. Bu iktidar size de itimat vermiyor. Gelin, tefeciler için çalışan bu iktidara gereken yanıtı sandıkta daima birlikte verelim. Türkiye çok güçlü bir devlettir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak güçlü devletimizin kaynaklarını 83 milyon insanımıza adaletle dağıtmaya kelam veriyoruz. Türkiye’yi dışa bağımlı bir ülke pozisyonuna getiren, üretmek yerine ekonomik pahalarını haraç mezat satan bu iktidarın bütün sattıklarını, ulusal kıymetlerimizi ve geleceğimizi birer birer geri alacağız. Kelam veriyoruz. Biz tefeciler için değil halk için çalışacağız. Kelam veriyoruz. Devletimize, milletimize, bayrağımıza ziyan veren, yerli ve ulusal olmayan bu iktidarı tarihin tozlu raflarına kaldıracağız. Kelam veriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin takımları bunu yapmaya muktedirdir, kafidir. Aydınlık yarınlar yakındır.
İlaç almakta zorlandığını lisana getiren Emekli Öğretmen Orhan Aziz; ” Ben emekli öğretmenim 30 sene bu devlette misyon yaptım ve böbrek kanseri oldum ve ilaçlarımı bulamıyorum, ilaçşlarımı kendim getirtmek zorunda kaldım, borçlandım artık ödenmiyor. Ödemediği üzere karşılıkta vermiyor. Artık toplumsal devletin vazifesi vatandaşına hizmet etmektir. Hele ki sıhhatte kıymetle hizmet etmektir. Ben 30 vazife yapmışım artık bir muhtaçlığım olmuş bu devlet bana bakmıyor. Bu türlü bir şeyi toplumsal devlet yapar mı? Ben hayat uğraşımı anlatıyorum, ben vefatla kalım ortasındayım. Hiç bir siyasi partinin tercihi değildir hayat. Ben yalnızca yaşama tutunmak devletin davetime cevap vermesini isteyen bir vatandaşım” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
