Fabrikalar endüstriyel haberleşme ile maksimum esnekliğe ulaşacak

Geleceğin otomasyon sistemlerini CC-Link teknolojisiyle domine eden CLPA (CC-Link Partner Association), dünyanın dört bir yanında üye şirketleri desteklemek gayesiyle çalışmalarına tüm süratiyle devam ediyor. Son olarak Türkiye’nin en büyük IoT ekosistemlerinden birine sahip olan teknoloji şirketi IoT Türkiye tarafından organize edilen Kahve Sohbetleri aktifliğine katılan CLPA, fabrikalardaki dijital dönüşüme öncülük eden ve Vakit Hassas Ağ teknolojisinden yararlanan dünyanın birinci endüstriyel açık ağı CC-Link IE TSN’nin endüstriye tesirlerini anlattı. Koç Üniversitesi Girişimcilik Merkezi’nde gerçekleşen ve eş vakitli olarak IoT Türkiye toplumsal medya kanallarında da canlı yayınlanan aktifliğin moderatörlüğünü IoT Türkiye Kurucusu Can Güleren üstlenirken CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel ve Turkcell Sanayide Dijital Dönüşüm Tahlilleri Yöneticisi İrem Ünal konuşmacı olarak yer aldı.

İmza attığı teknolojilerle fabrikaları ve üretim çizgilerini 21. yüzyılın dijital dinamiklerine entegre eden CLPA (CC-Link Partner Association), IoT Türkiye tarafından düzenlenen Kahve Sohbetleri aktifliğine katıldı. Koç Üniversitesi Girişimcilik Merkezi’nde düzenlenen aktiflik, tıpkı vakitte IoT Türkiye toplumsal medya hesaplarında eş vakitli olarak yayınlandı. Moderatörlüğünü IoT Türkiye Kurucusu Can Güleren’in yaptığı, CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel ve Turkcell Sanayide Dijital Dönüşüm Tahlilleri Yöneticisi İrem Ünal’ın ise konuşmacı olarak yer aldığı aktifliğe bölüm temsilcileri ve üniversite öğrencileri ağır ilgi gösterdi.

Endüstriyel haberleşme sistemleri ve 5G ile esnek üretim

Sanayicilerin üretim süreçlerinde endüstriyel haberleşme sistemlerini kurarak akıllı fabrikalara dönüşmeleri gerektiğini vurgulayan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel; “CLPA’nın en yeni teknolojisi olarak bu noktada devreye giren CC-Link IE TSN, Vakit Hassas Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın birinci endüstriyel açık ağı olarak öne çıkıyor. Bu teknoloji sayesinde alandaki üretim ekipmanlarının ilişkilerini konvansiyonel tekniklere nazaran çok daha süratli bir biçimde sağlamak ve rekabet gücünü artırarak öne geçmek mümkün. Tıpkı vakitte 5G teknolojileri de sanayi ihtilalinin en yeni evresindeki bu dönüşüme katkı sağlayacak. Şu an mevcut olan 4G’ye nazaran 100 kat daha süratli haberleşme teknolojisi sunan 5G, fabrikalardaki üretim sistemine ekstra esneklik kazandıracak. Bu sayede şahsileştirilmiş ve anlık kararlar karşısında süratli aksiyon alabilen fabrikalar oluşturulabilecek. Üstelik 5G teknolojisi, üretim düzeneğinde kıymetli roller üstlenen robotların da esnekliğini azamî düzeye ulaştıracak” formunda konuştu.

Sanayi 4.0, katma bedeli en üst düzeye taşıyacak

Dijital dönüşümün üretim bölümü için vazgeçilmez bir noktada olduğunu söyleyen Turkcell Sanayide Dijital Dönüşüm Tahlilleri Yöneticisi İrem Ünal ise Türkiye’nin de bu noktada yeterli bir ivme yakaladığını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Sanayi 4.0; IoT, siber fizikî sistemler, robotlar, üç boyutlu yazıcılar üzere kavramlarla hem bilginin toplandığı hem sistemlerin birbiriyle haberleştiği hem de bunların otonom bir halde yapılabildiği bir ekosistem yarattı. Evvelki süreçte otomasyonda data alışverişi yapılırken kablolu sistemler kullanılıyordu. Bilhassa üretim dalında makine alt yapısının değişmesi gerekiyordu ve bu da önemli bir operasyon yükü yaratıyordu. IoT ile artık tak-çalıştır sistemler devreye girdi ve sensörler makineye çarçabuk adapte olabilir hale geldi. IoT ile toplanan bilgiler ise bulut sistemlerde depolanarak çarçabuk saklanabiliyor. Sanayi 4.0, üretim bölümü için hayati olan tüm prosesleri içine alarak süreçleri optimize edebiliyor. Hasebiyle katma kıymetin ve verimliliğin en üst seviyede olması gereken günümüzde dijital dönüşüm zarurî hale geliyor. Türkiye özelinde değerlendirdiğimizde ise ana sanayi kollarında Sanayi 4.0 ve dijital dönüşümün kapsamına giren bahislerin kesimlere muvaffakiyetle adapte olduğunu görüyoruz. Yan endüstriler de giderek bu ekosisteme dahil olurken orta ve küçük ölçekli firmalarda da hususla ilgili çok büyük bir farkındalık oluşuyor.’’