Ramazan Ayı’nın gelmesi ile birlikte kalp rahatsızlığı olanların oruç tutması ile ilgili sorular da arttı. “Kontrol altındaki kalp hastaları oruç tutabilirler. Lakin oruç tutmak isteyen kalp hastalarının birinci olarak kesinlikle hekimleri ile görüşerek onay almaları gerekiyor” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, hastaların Ramazan Ayı’nı sağlıklı geçirebilmesi için tüyolar verdi…
Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetmezliği olanlar, son bir yıl içerisinde yeni kalp krizi geçirenler, kalp hastalığına bağlı denetim altına alınamayan şikayeti olanlar, artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananlar, denetimsiz hipertansiyon hastalarının oruç tutmaları önerilmez.
Bunun dışında tabiplerini oruç tutmasına müsaade verdiği hastalarımızın ise iftar ve sahurda hayvansal yağlardan uzak durması gerekiyor. Yemeğe hafif bir kahvaltı yahut çorba ile başlanması da güzel olur. Sonrasında ise bol sulu, zerzevat içeren bir öğün ile devam edilmeli. Sıvı besinlerin yanı sıra çoka kaçmadan yenen süt, yoğurt, peynir ve lifli besinler da kan şekerini istikrarlı meblağ ve acıkmayı geciktirir.
HIZLI YEMEK ANİ KALP KRİZİ SEBEBİ
Akdeniz mutfağı, zerzevat ve salata yüklü, et olarak da balığın tercih edildiği beslenme şekli, kalp hastaları için en uygun beslenmedir. Uzun süren açlığın akabinde yağlı, çok ölçüde ve süratli yemek en tehlikelisidir. Bu formda mide ve bağırsak sistemine giden kan ölçüsü artışıyla kalbin iş yükü de artar. Bu da ani kalp krizlerine neden olabilir. Bilhassa bilinen kalp hastalığı olanların, almaları gereken besin ölçüsünü iftarla sahur ortasında bölüştürerek azar azar tüketmesi en uygun yoldur.
Günlük su tüketimi tabip tarafından öbür bir şey önerilmediyse en az 2 litre olmalıdır. Bu ölçü iftarla sahur ortasında bölüştürülerek alınmalıdır. Bilhassa ilaç tedavisi altında olan hipertansiyon ve bilinen kalp damar hastası olan hastaların bu hususa ihtimam göstermesi hayati değer taşır.
İLAÇLAR YİNE AYARLANMALI
Düzenli ilaç kullanması gereken hastaların da ilaç saatlerini iftar ve sahura denk gelecek formda ayarlayabilir. Günde üç defa alınması gereken ilaçlar ise ikiye indirilebilir ama bunu kararını hasta değil tabibi vermelidir. Şayet mümkün değilse bu türlü bir durumda oruç tutulmaması en yararlısı olacaktır.
Oruç ile birlikte su ve tuz kaybı gelişir. Bu nedenle tansiyon bedellerinde düşme gözlenebilir ve tansiyon ilaçlarının dozları süreksiz olarak azaltılabilir. Yakın takip gerektiren kan sulandırıcı ilaçlar besinlerle etkileşim gösterebilecekleri için bu ilaçları kullanan kalp hastaları da Ramazan Ayı’nda daha sıkı denetim edilmelidir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
