Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya nazaran, yılın birinci çeyreği sonunda Türkiye’nin özgür bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 6,1 milyar dolar oldu. Geçtiğimiz yıl birinci çeyreğine nazaran yüzde 12,2 artış sağladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Lideri Kutlu Karavelioğlu, “Avrupa havzasında peyderpey yürürlüğe girecek mevzuat içinden yalnızca Dijital Eser Pasaport uygulaması bile, başta Uzak Doğu menşeili olmak üzere bütün ithal makineler için kıymetli bir mahzur teşkil edecek. Geçiş devrine dair belirsizlikler, AB sanayii ile entegre hale gelen Türkiye için elverişli tabanlar hazırlıyor. Doğacak firsatları kalıcı biçimde değerlendirebilmek için yeşil ve dijital dönüşümde süratli adımlar atmalıyız. Mayıs ayında kamuoyuna sunacağımız Sektörel Aksiyon Planımız, genel imalat sanayimizi ne büyük ödevlerin beklediğini de açık biçimde gösterecek” dedi.
Aylık ihracatının 2,3 milyar dolara yaklaştığı Mart ayında tüm vakitlerin rekorunu kıran makine kesiminin birinci çeyrek sonunda toplam ihracatı 6,1 milyara ulaştı. Toplam ihracatının yüzde 5’ten fazlasını gerçekleştirdiği Rusya ve Ukrayna ortasındaki savaşa karşın bu sonucu elde eden kesim, birinci çeyrekte Almanya ve ABD’ye 1 milyar doların üzerinde makine ihraç etti. İtalya’ya ihracatı yüzde 20’den fazla artış gösteren makineciler Mısır, Hindistan, İsrail ve Azerbaycan üzere alternatif pazarlarda da süratli büyüme sağladı.
“Tüm dünyada makine imalat bölümü savaşın tesirlerini yaşıyor”
Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, milletlerarası bağlantılardaki dönemsel tüm gelişmelerin uzun vadeli sonuçlarını gözeterek bir dış ticaret stratejisi geliştirmenin ehemmiyetine dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Lideri Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Türkiye, barış görüşmelerinde aktif rol oynayarak bölge için emniyet supabı olduğunu bir defa daha gösterdi. Çok taraflı müzakere yeteneğimizi ve sektörel diplomasiyi her alanda kullanmamız gereken yeni bir periyoda giriyoruz. Dördüncü çeyrekteki duraklama nedeniyle AB makine bölümü geçen yılı kestirimlerin gerisinde sonuçlarla kapatmıştı. Bizim makine üretimimiz 2021’de yüzde 32 artarken Almanya’da üretim artışı yüzde 6,4’de kalmıştı. Alman imalatçıların yüzde 85’i artık de Rusya-Ukrayna Krizini işleri için en büyük tehdit olarak görüyor. Tüm dünyada makine imalat dalı savaşın tesirlerini yaşıyor.”
Savaş nedeniyle Mart ayında Türkiye’nin de bu ülkelerle ticaretinin etkilendiğini, Rusya’ya makine ihracatının yüzde 32,5, Ukrayna’ya ise yüzde 87,6 daraldığını belirten Karavelioğlu, “Finansal ve lojistik önlemler geliştirebilir ve giderek sıkılaştırılan yaptırımlardan bağımsız kalabilirsek bu kaybı süratlice telafi edeceğimizi düşünüyoruz. Son iki yılda yaptığımız yatırımlarla yüzde 42 büyümüş bir üretim kapasitemiz var ve bunu en verimli biçimde pahalandırmak istiyoruz” dedi.
“Yeşil Dönüşüm, Avrupa ile entegre çalışan dalları motive eder”
AB Komitelerinin, üretimi ve ticareti direkt ilgilendiren alanlarda her gün yeni bildiri ve kararlar yayımladığına ve makine bölümü ismine bunları detaylı biçimde tahlil ettiklerine dikkat çeken Karavelioğlu şunları belirtti:
“Yaptığımız tahlillerle, yalnızca Birliğimizin üyeleri için değil, tüm endüstrimiz için bilgi üretmeye çalışıyoruz. İhracatçı kesimlerin geleceğini ilgilendiren kıymetli gelişmeler var. Örneğin, AB Kurulu şu sıra Döngüsel İktisat Paketi içinde Dijital Eser Pasaportu yönetmeliğini nasıl uygulayacağını tartışıyor. Eserleri ortaya çıkaran paha zincirini uçtan uca tanımlayan bu pasaportlar sayesinde kullanılan materyallerin, tedarikçilerin, karbon ayak izlerinin ve yenilenebilir aksamın şeffaf halde takibi yapılacak. Makineler servis, bakım ve yedek kesim hizmetleri sayesinde uzun yıllar hizmet veren yatırım malları olduğundan, bölümümüz bu uygulamadan başkalarından daha çok etkilenecektir.”
Yeşil dönüşümün Avrupa’nın ithalatında bir yavaşlama yaratacak olmasının Türkiye için fırsatlar doğuracağına değinen Karavelioğlu, “Avrupa havzasında peyderpey yürürlüğe girecek mevzuat içinden yalnızca Dijital Eser Pasaport uygulaması bile, başta Uzak Doğu menşeili olmak üzere bütün ithal makineler için değerli bir pürüz teşkil edecek. Geçiş periyoduna dair belirsizlikler, AB sanayii ile entegre hale gelen Türkiye için elverişli yerler hazırlıyor. Doğacak firsatları kalıcı biçimde değerlendirebilmek için yeşil ve dijital dönüşümde süratli adımlar atmalıyız.Mayıs ayında kamuoyuna sunacağımız Sektörel Hareket Planımız, genel imalat sanayimizi ne büyük ödevlerin beklediğini de açık biçimde gösterecek” dedi.
“Uluslararası ticaretin kuralları ve aktörleri ile masaya yatırıldığı bir dönemdeyiz”
Tedarik güvenliği nedeniyle üretim ve ihracatta bölgeselleşme eğilimlerinin süratli arttığına, AB ve makine üretiminde güçlü öteki merkezlerin eserlerini manisiz satabilmek üzere Özgür Ticaret Mutabakatlarının (STA) çoğalması için ağır uğraş gösterdiğine işaret eden Karavelioğlu şunları söyledi:
“Jeopolitik gelişmeler ve üretimin tekrar paylaşımına yönelik endüstriyel dönüşüm ataklarıyla hem yüz milyonlarca insanı birbirine bağlayan ticaret yollarında hem de ülkeleri birbirine bağlayan mal ve hizmet akışında değerli değişimler yaşanıyor. Sürdürülebilir kalkınma ve döngüsel iktisat başlıkları altında sınai ve toplumsal yaşama peyderpey girecek önlemlerin eserler ve üretim metotları üzerindeki baskıları da bu değişime ekleniyor. Memleketler arası ticaretin kuralları ve aktörleriyle masaya yatırıldığı bir devirdeyiz. Global ticaret ağlarına iştirakin yeni periyotta STA’lar üzerinden gelişeceğini akılda tutmalıyız. Bilhassa AB ile bağlar bizim için çok değerli. AB sektörel örgütleri, ASEAN ve MERCOSUR Ekonomik Bölgeleri başta olmak üzere, makine ihracatında karşılaştıkları manileri ortadan kaldıracak olan STA’lar için baskılarını artırıyor. Biz de, AB ile eş vakitli olarak, STA’larımızı artırmak ve geliştirmek zorundayız.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
